Eğitim Öğretim Yöntemleri
Diğerleri
Eğitim Terimleri

Adaptasyon (adaptation): Piaget`e göre, bireyin çevresiyle etkileşerek, çevreye ve çevresindeki değişikliklere, özümleme ve uyumsama süreçlerini kullanarak uyum sağlayabilme yeteneği.

Ahlak gelişimi (moral development): Bireye özgü inançlar ve değerler sisteminin gelişmesi.

Akademik Benlik Tasarımı (academic self concept): Öğrencinin akademik yönü baskın olan bir işte başarılı olacağına inanma ve güvenme derecesi. Kişinin hangi özel ya da genel alana kabiliyeti olduğunun farkında olması. Öğrencilerin akademik yönü baskın olan bir işte başarılı olacağına inanma ve güvenme derecesi.

Akademik öğrenme zamanı: Öğrencinin iş ya da etkinlikle meşgul olduğu ve işi başardığı zaman.

Akış şeması (flow chart): Bir takım işlem ve kararların, sözcük ve sembollerin yardımı ile grafik haline getirilerek sunulması.

Algı (perception): Duyu organlarına gelen uyarımların anlamlı hale getirilmesi süreci.

Andojeni / androjen birey (androgeny): Kendi cinsiyetini reddetmeden, her iki cinsiyetin özelliklerini potansiyelleri ölçüsünde güvenli bir biçimde taşıyan kişi.

Anlamlı öğrenme (meaningful learning): Bir konuyu, bütün ayrıntılarını göz önünde bulundurmadan, nitelik ve anlamlarını kavrayacak şekilde öğrenme.

Araç (equipment, tool, aid, material, device): Öğretmenin etken bir öğretme sağlayabilmesi için özel hazırlanmış öğretme-öğrenme yardımcıları.

Ayrılmış zaman (allocated time): Öğrenmenin belli bir konu, iş ya da etkinlik için belli zaman.

Baskın / başat (dominant) gen: Gen çiftinde bulunduğu zaman etkisini organizma üzerinde gerçekleştiren gen.

Beceri (skill): Psiko-motor davranışların doğru, birbiriyle koordineli, hızlı ve otomatik olarak yapılmış şekli.

Bellek destekleyici (mnemonic): Genellikle yeni, bilinmeyen bilgiler ile çok iyi bilinen sözcük, fikir ya da imajların birleştirilmesi esasına dayalı, bilginin daha kolay hatırlanmasını sağlayan teknikler.

Benlik kavramı (self concept): bireyin kendisini algılayış biçimi.

Ben-merkezcilik (egocentrism): Kendi görüşünün olabilecek tek görüş olduğuna inanma.

Biçimlendirici değerlendirme (formative evaluation): Bir programa giren öğrencilerin öğretme-öğrenme sürecinde hedef davranışları ne denli kazanıp kazanmadığını ortaya çıkaran, öğrenme güçlüklerini belirleyen ve tam öğrenmenin gerçekleşmesine katkı sağlayan değerlendirme türü (tanı, kontrol ve düzeltme amaçlı değerlendirme).

Biliş (cognition): İnsan zihninin dünyayı ve çevresindeki olayları anlamaya yönelik yaptığı işlemlerin tümü.

Bilişbilgisi (meta-cognition): Bireyin kendi bilişsel süreç ve ürünleriyle ilgili bilgisi.

Bilişsel alan (cognitive domain): Zihinsel öğrenmelerin çoğunlukta olduğu ve zihinsel yetilerin geliştirildiği alan.

Bilişsel gelişim (cognitive development): Anlama ve kavramada kullanılan zihinsel yetilerin gelişimi.

Bilişsel giriş davranışları (cognitive entry behaviours): Eldeki öğrenme ünitesi ya da ünitelerin öğrenebilmesi için gerekli olduğu kabul edilen ön öğrenmeler.

Bilişsel öğrenme (cognitive learning): Algı ve düşüncelerin yeniden düzenlenmesine dayalı olarak gerçekleştirilen öğrenme.

Bilişsel yapılar (cognitive structures): Bireyde o anda var olan zihinsel organizasyon ya da zihinsel yetiler.

Buluş yoluyla öğrenme (discovery learning): Öğrenme malzemesi son şekli ile sunulmadan, malzemenin halihazırdaki bilgiler kullanılarak keşfedilmesi süreci

Büyüme (growth): Boyun uzaması, kilonun artması gibi organizmada gözlenen niceliksel yapı değişiklikleri.

Ceza (punishment): Yapılan bir davranışın sonucunda, organizma için olumsuz durum yaratan uyarıcılar.

Cinsiyet hormonları (sex hormones): Kadınlarda göğüs, erkeklerde sakal gibi ikincil cinsiyet özelliklerin gelişmesinde ve cinsel güdülenmede etkili olan hormonlar.

Çekinik (recessive) gen: Ancak kendisi ile aynı tür etkiye sahip olan bir başka gen ile gen çiftinde bulunduğu zaman etkisi organizma üzerinde gerçekleşebilen gen.

Çoklu zeka kuramı (the theory of multiple intelligences): Bilişsel bilim, gelişimsel psikoloji ve nörobilimden yararlanarak her bireyin zeka düzeyinin özerk güçler ya da yetenekler tarafından oluşturulduğunu ve en az sekiz gücün (zekanın) var olduğunu savunan kuram.

Davranım-tepki (response): Bir uyarıcı karşısında organizmada meydana gelen fizyolojik ya da psikolojik değişme.

Davranış (behaviour): Organizmanın her hareketi ya da organizmanın etkiye karşı gösterdiği tepki.

Değişken (variable): Değişik değerler alabilen her türlü özellik.

Dengeleme (equilibration): Bireyin kendi karşılaştığı bir durumda, kendisinde önceden var olan bilgi ve deneyimleri arasında denge kurmak için yaptığı zihinsel işlemler.

Devinişsel alan (psychomotor domain): Zihin ve kas koordinasyonunu gerektiren beceriler ile ilgili alan.

Devinişsel beceriler (psychomotor skills): Vücut organlarının tek tek ya da toplu hareketleri ile ilgili beceriler.

Dışa bağlı dönem (heterenomous morality): Piaget`e göre ahlak gelişiminin ilk aşaması. Çocukların ahlaki yargıları açısından, çevresindeki otorite figürlerine bağımlı oldukları dönem.

Disiplin: Öğretmenin sınıftaki olumsuz davranışları kontrol etme yollarını ifade eder.

Dönüt (feedback): Bir sistemin diğer bir sisteme belli bir gönderdiğinde, mesajı alan sistemin bu mesajı değerlendirdikten sonra bu değerlendirmeyle ilgili olarak, mesajın kaynağına ikinci bir mesaj gönderilmesi. Öğrenme sürecinde, öğrenciye öğrenme eksikliklerinin ve yanlışlarının bildirilmesi.

Duyusal-motor (sensor-motor stage): Piaget`e göre yaşamın ilk iki yılını kapsayan bilişsel gelişim dönemi.

Duyuş (affect): Duyguların normalden farklı olma durumu

Duyuşsal alan (affective domain): Davranış, mizaç, güdü, tercih, zevk ve değerlerle ilgili alan.

Duyuşsal giriş özellikleri (affective entry characteristics): Öğrencilerin, öğrenme sürecinde gösterecekleri çabanın kaynağı olarak düşünülen ilgi ve tutumları ile, başarılı olacaklarına inanma derecesinden oluşan özellikler bütünü.

Düzeltme (correction): Öğrenme süreci sırasında öğrencilerin karşılaştıkları güçlüklerin ya da eksikliklerin giderilmesi amacıyla gerçekleştirilen işlemler.

Düzey belirleyici değerlendirme (summative evaluation): Öğrenme düzeyini belirlemek amacıyla ders ya da kursun bitiminde yapılan değerlendirme.

Eğitim (education): Bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme süreci.

Eğitim programı, Yetişek (curriculum): Öğrenene, okulda ve okul dışında planlanmış etkinlikler yoluyla sağlanan öğrenme yaşantıları düzeneği.

Eğitim psikolojisi (educational psychology): İnsanların gelişim özelliklerini ve öğrenme ilkelerini inceleyerek, eğitim ortamlarını etkili bir biçimde düzenlemeyi ve öğretme yoluyla öğrenmeyi verimli bir biçimde gerçekleştirmeyi amaç edinen uygulamalı bir bilim dalı.

Eleştirel düşünme (critical thinking): Gözlem ve bilgiye dayanarak sonuçlara ulaşma düşüncesi sağlayan yaklaşım.

Embriyo (embryo): Doğum öncesi dönemde yumurta döllendikten sonra 3. hafta ile 8. hafta arasında yer alan hücre topluluğu.

Empati (empathy): Kendini karşısındaki kişinin yerine koyarak, onun duygu ve düşüncelerini anlama.

Ergenlik (adolescense): Bülüğ (erinlik) ile yetişkinlik arasında yer alan dönem.

Erişi (achievement): Bir eğitim programındaki girdiler ile çıktılar arasındaki program hedefleri ile tutarlı fark.

Etkin öğrenme (active learning): Bireyin öğrenme sürecine etkin olarak katılımını sağlama yaklaşımı. Etkin öğrenme sürecinde öğrenciler karar verme, sorumluluk alma ve özellikle öğrenmeyi öğrenme olanağına sahip olurlar.

Eylem sınırı (action zone): Öğretmenin etkili olduğu, kendisine yakın olan öğrencilerden başlayarak, arkadaki sıraların ortasında oturan öğrencileri kapsayacak biçimde bir üçgen alandır.

Fenotip (phenotype): Organizmanın dışarıdan gözlenen özelliği.

Fetüs (fetus): Döllenmeden sonra 8. hafta ile doğuma kadar yer alan dönem içindeki insan organizması.

Geçerlik (validity): Bir ölçme aracının kullanılış amacına hizmet etme derecesi.

Geleneksel düzey (conventional morality): Kohlberg`e göre ikinci ahlak gelişim düzeyi. Genelde kabul gören davranış biçimlerini gösterme eğiliminin yaygın olduğu düzey.

Geleneksel düzey (preconventional morality): Kohlberg`e göre ahlak gelişim düzeylerinden ilki. Bireyin kendi çıkarlarını ön plana aldığı düzey.

Geleneksonrası düzey (post conventional morality): Kohlberg`e göre en son ulaşılabilecek ahlak gelişim düzeyi. Bireyin özerk olarak, insan haklarını gözeten bir biçimde davranma eğiliminde olduğu düzey.

Gelişim görevi (developmental task): biyolojik olgunluk düzeyi ve çevresel koşulların etkileşimi ile ortaya çıkması gereken, yaşamın belirli dönemlerinde gerçekleşmesi beklenen gelişimsel özellikler.

Gelişim psikolojisi (developmental psychology): Büyüme ve gelişme sonucu davranış ve bilişsel sistemde ortaya çıkan değişiklikleri inceleyen psikoloji dalı.

Gelişme (development): Olgunlaşma ile, yaşantılar arasındaki öğrenmenin etkileşimi sonucu ortaya çıkan süreç.

Gen (gene): Hücrelerin kromozomlarında yer alan ve kalıtım özellikleri taşıyan biyokimyasal birimler.

Genotip (genotype): Bir organizmanın toplam genetik yapısı.

Gereç (programme, software): Daha çok basılı ve yazılı öğretme-öğrenme ortamı.

Grup (Group): Etkileşim içinde bulunan üyelerin oluşturduğu topluluk.

Güdü (motive): Bireyi amaçları doğrultusunda harekete geçiren, ona enerji veren itici güç.

Güdülenme (motivation): Herhangi bir şekilde eylemde bulunma eğilimi.

Güvenirlik (realibility): Bir ölçme aracı olarak testin kendi içindeki kararlılık derecesi.

Hazırbulunuşluk düzeyi (level of readiness): Öğrenenin bir programa başlamadan önce kazandığı önbilgi, tutum ve becerilerin tümü.

Hedef (objective, target, goal): Yetiştirdiğimiz insanda bulunmasını uygun gördüğümüz, eğitim yoluyla kazandırılabilir nitelikte istendik özellik.

Hedef davranışlar (performance objectives): Bir eğitim programında yer alan hedefleri gerçekleştirici tüm önermeler.

İçerik, kapsam (content): Program hedefleri doğrultusunda seçilmiş konular bütünlüğü.

İletişim (communication): Kişiler arasında düşünce ve duygu alış-verişi.

İlke (principle): İki ya da daha fazla kavram arasındaki ilişkiyi belirten cümleler.

İnsancı yaklaşım (humanistic approach): İnsan doğasının iyiye yönelik olduğunu, insan değerlerini savunan felsefi/psikolojik yaklaşım.

İpucu (cue): Öğrencilerin harekete geçirilmesine ve istenilen davranışın yapılmasına yardımcı olan davranışlar.

İstenmeyen davranış (misbehavior-problem behavior): Okulda, eğitsel çalışmaları engelleyen her tür davranış.

İşaretler (prompts): Öğrenme sürecinde, öğrenciye, neyi öğreneceğini, bunları öğrenmek için neler yapacağını ortaya koyan işaretlerin tümü.

İşbirliğine dayalı öğrenme (cooperative learning): Küçük gruplar oluşturarak bir problemi çözmek ya da bir görevi yerine getirmek üzere ortak bir amaç uğruna birlikte çalışma yoluyla bir konuyu öğrenme yaklaşımı.

İşlem öncesi dönem (preoperational stage): Piaget`in 2-7 yaş arasını kapsayan ikinci bilişsel gelişim dönemi.

İşlemler (tasks): Sınıftaki etkinliklerin nasıl tamamlanacağını ya da yürütüleceğini gösteren ifadelerdir.

İzleme testi (formative test): Öğrenmeleri izleme amacıyla ünite sonunda verilen test. Daha çok öğrenme güçlüklerini ortaya çıkarmak için verilir.

Kavram (concept): Benzer özelliklere sahip olan, fikir ve objeler grubu.

Kendini gerçekleştirme (self-actualization): Bireyin kendi gizilgüç ve yeteneklerini sonuna kadar kullanarak istediği yere gelebilme ve hedeflerine ulaşabilme isteği ve çabası.

Kişilik (personality): Bir kişiyi başkalarından ayıran bireye özgü ve tutarlı olarak gösterilen bilişsel, duygusal ve davranışsal özelliklerin tümü.

Korunum (conservation): bir nesnenin görünüşündeki herhangi bir değişikliğe karşın aynı kalabileceği ilkesi.

Kritik dönem (critical period): Gelişim sürecinde önemli rol oynayan zaman dilimleri.

Kromozomlar (chromosomes): Hücre çekirdeğinde çiftler halinde bulunan ve genleri taşıyan yapılar.

Kural: Sınıfta öğrenciden beklenen ve yapmaması gereken davranışları gösteren ifadelerdir.

Kültür (culture): Doğanın yarattıklarına karşılık insanoğlunun ortaya koyduğu maddi, manevi her şey.

Meşgul olunan zaman (engaged time): Öğrencinin etkinlik ya da işe gerçekten ayırdığı zaman.

Nesne devamlılığı (object permanence): Görüş alanı dışına çıkan nesne ya da kişilerin aslında yok olmadıklarının kavranması.

Norm: Gruptaki etkileşim sürecinde ortaya çıkan ve üyelerin grup içinde nasıl davranacaklarını belirleyen kural ve beklentiler bütünüdür.

Olgunlaşma (maturation): Organizmada, doğuştan getirilen biyolojik özelliklerin etkisiyle ortaya çıkan gelişme; yürümeye başlama gibi, organizmada var olan potansiyel güçlerin görev yapabilecek duruma ulaşması.

Öğrenci katılımı (student involvement): Öğrencilerin kendilerine sunulan öğretim durumunun öğeleriyle etkileşerek öğrenme çabası içine girmesi.

Öğrenme (learning): Yaşantı ürünü, kalıcı izli davranış değişikliği.

Öğrenme stratejisi (learning strategy): Öğrencilerin dersin hedeflerine ulaşmak için kullandıkları bir yol.

Öğretim (instruction): Planlı ve programlı öğretme etkinlikleri.

Öğretim stratejisi (teaching strategy): Dersin hedeflerine ulaşmayı sağlayıcı oldukça genel bir yol.

Öğretme (instruction, teaching): Öğrenme etkinliklerini yönlendirme ya da kılavuzlama işi.

Ölçme (measurement): Bir niteliğin gözlenip gözlem sonucunun sayılarla ya da başka sembollerle gösterilmesi.

Özdeşim kurma (identification): Bireyin gelişim süreci içinde beğendiği ya da etkisi altında kaldığı bir modelin davranışlarını örnek alarak, kendi davranış dağarcığına katması.

Özelik (characteristics, attributes): Farklılık (göz rengi gibi).

Özellik (specification): Bir yapıtın tüm ayrıntıları.

Özerk dönem (autonomous reality): Piaget`e göre bireyin başkalarının değerlendirmelerinden bağımsız olarak, kendi yaptığı değerlendirmeye uygun davranmaya başladığı ahlak gelişim düzeyi.

Özümleme (assimilation): Edinilen yeni bilgileri varolan bilişsel yapıya dahil etme süreci.

Pekiştirmek (to reinforce): Öğrenilmiş olan bir davranış ya da tepkiyi, dış ya da iç etkilerle güçlendirmek ve bu davranışı ya da tepkinin aynı uyaran karşısında yinelenmesi olasılığını arttırmak.

Planlama (planning): Öğretim etkinliklerinin en rasyonel ve düzenli şekilde nasıl yürütüleceğinin ortaya konması.

Problem çözme (problem solving): Bireyin yeni karşılaştığı bir güçlük durumuna çözüm yolları bulması.

Program değerlendirme (curriculum evaluation): Eğitim hedeflerinin gerçekleştirme derecesini tayin etme süreci.

Program geliştirme (curriculum development): Program öğeleri olan hedef, içerik, öğrenme-öğretme süreci ve değerlendirme boyutları arasındaki dinamik ilişkiler bütünü.

Psiko-motor davranışlar (psychomotor behaviours): Duyu organları, zihin ve kasların birlikte çalışması sonucu ortaya çıkan davranışlar.

Sınıf yönetimi (classroom management): Sınıfta hedefler doğrultusunda öğretim ve öğrenmenin meydana gelmesi için, öğretmenin öğrenme çevresi ve öğrenci davranışlarını düzenlemesi, kontrol etmesi ve değiştirilmesiyle ilgili teknik ve etkinlikler bütünüdür.

Somut işlemler dönemi (concrete operational stage): Piaget`in ilkokul yıllarını kapsayan üçüncü bilişsel gelişim dönemi.

Soyut işlemler dönemi (formal operational stage): Piaget`in 11-12 yaşlarından sonra başladığını öne sürdüğü son bilişsel gelişim dönemi.

Süreç değerlendirme (process evaluation): Öğrenme-öğretme sürecinde yapılan değerlendirme.

Şema (schemata): Birçok önerme, durum ya da olayı benzerlik ve farklılıklarına göre düzenleyen bilişsel yapı.

Tam öğrenme (mastery learning): Hemen hemen tüm öğrencilerin, okulların öğretme amacını güttüğü bütün yeni davranışları öğrenebileceği görüşü üzerinde temellendirilmiş olan yaklaşım.

Tamamlayıcı eğitim (remedial teaching): Öğrenme eksikliklerini gidermek için yapılan ek eğitim çalışmaları.

Tanılayıcı değerlendirme (diagnostic evaluation): Bir öğrencinin programa girişteki bilişsel, duyuşsal ve psiko-motor alandaki daha önce öğrenmiş olduğu davranışları konusundaki ölçüm sonuçlarının yorumlanması ile ortaya çıkan sonuç.

Teknik (technique): Öğretme yöntemini uygulamaya koyma biçimi.

Telgraf konuşması (telegraphic speech): Küçük çocuklarda gözlenen, eklerin ve önemli olmayan sözcüklerin atlandığı konuşma biçimi.

Tümdengelim (deduction): Genelden özele, yasalardan ya da olgulardan olaylara, kuraldan örneğe geçme.

Tümel değerlendirme (portfolio assessment): Dosya değerlendirme olarak da bilinen bu yaklaşımda, öğrencilerin bir dönem boyunca dosyalarında oluşturdukları tüm çalışmalarının değerlendirilmesi. Bu nedenle tümel değerlendirme, üründen çok sürecin değerlendirildiği bir işlem olarak görülmektedir.

Tümevarım (induction): Öğretimde örneklerden, sorunlardan, olaylardan ve özel durumlardan başlayarak genel sonuçlara, kurallara ya da kanılara varma.

Uyarıcı (stimulus): Organizmayı harekete geçiren iç ve dış olaylar.

Uyumsama (accommodation): Mevcut bilişsel yapıyı yeni bilgiye uydurma, özümlenen bilgiye uygun davranış kalıpları geliştirme süreci.

Ünite planı (unit plan): Bir ünite içindeki öğretme-öğrenme etkinliklerinin bir üniteye ayrılan ders saatleri içinde gerçekleştirilecek biçimde sıra ve düzene konması amacıyla hazırlanan plan.

Ürün değerlendirme (product evaluation): Program sonunda kazanılmış bilişsel davranış, duyuşsal özelik ve devinişsel becerileri ölçmeye yarayan değerlendirme türü (daha çok düzey belirleme testleri ile yapılır).

Yansıtıcı düşünme (reflective thinking): Etkin, tutarlı ve dikkatli düşünme becerisini geliştirme yaklaşımı.

Yapılandırmacılık (constructivism): Bireylerin öğrendikleri bilgiyi nasıl yapılandırdıklarının ortaya koyan ve bilgiyi temelden kurmaya dayanan yaklaşım.

Yaratıcı düşünme (creative thinking): Bireylere yeni, özgün ürünler ortaya koyma, yeni çözümler bulma ve bir senteze ulaşma düşüncesi sağlayan yaklaşım. Sorunlara, bozukluklara, bilgi eksikliğine, kayıp öğelere, uyumsuzluğa karşı duyarlı olma; güçlüğü tanımlama, çözüm arama, denenceler geliştirme ya da yeniden sınama, daha sonra da sonucu ortaya koyma süreci.

Yaşamboyu öğrenme (life-long learning): Herkese ihtiyacı olan eğitimi, ihtiyaç duyduğu anda ve olanaklarına uygun yerde vermeyi amaçlayan eğitim yaklaşımı.

Yetişek tasarımı (curriculum design): Öğrenme yaşantılarının dayanışlılık esasına göre kümelenmesi, tekrarlanırlık ve aşamalılık esasına göre sıralanması ve böylece birbirleriyle bağlantılı birimlerden oluşan bir bütün oluşturması.

Yıllık plan (annual plan / yearly plan): Bir öğretim programını oluşturan öğretme, öğrenme etkinliklerinin bir öğretim programının uygulanması için ayrılan zaman dağılımının yapıldığı plan.

Yöntem (method): Hedefe ulaşmak için izlenen en kısa yol ya da bir konuyu öğrenmek için seçilen düzenli yol.

Zigot / dölüt (zygote): Döllenmiş yumurta hücresi.

5195 Kez okundu
Yorum İçin Üye Girişi
Şikayet Bildirimi
Avatar Seç
   
Yorumunuz şu an yayınlanacaktır. Fenokulu'nun bir eğitim sitesi olduğunu, IP numaranızın bizde saklandığını ve yasal sorumluluğun size ait olduğunu bilerek mesajınızı yazınız. Üç adet şikâyet et tuşu ile mesajınızın görüntülenmesi durdurulup incelemeye gönderilir.
Görüş ve yorumlarınız bizim için değerlidir. Yorumlarınız kontrol edildikten sonra yayınlanmaktadır.


Yorumlar Yükleniyor..
 
Fenokulu.net , Fen eğitimine katkı sağlamak için kurulmuştur. Paylaşımda bulunan Fen Bilimleri öğretmenlerinin çalışmaları, sınıfın dışına çıkmış,
diğer öğrenci ve öğretmenlerin kullanımına sunulmuştur. Kaynak gösterilerek çalışmalar paylaşılabilir.
Muharrem Baytekin © 2002-2022 Fenokulu.net
       İletişim & Reklam Kaldırılması İstenilen Doküman